Yılmaz'ın yayında öne çıkan ifadeleri şunlar oldu:
OVP yeni dönemde en fazla mesai harcadığımız dökümanımız oldu. Bütün ilgili kesimlerle görüşerek programımızı hazırladık. OVP'nin ardındaki güçlü siyasi iradenin altının çizilmesi lazım. İlk kez Cumhurbaşkanımız OVP'yi açıkladı.
Ben çok farklı kesimlerle toplantılar gerçekleştirdim. Toplumun bütün kesimleriyle istişare ederek hazırlandı. Bir dökümanın hazırlanma süreci en azından nihai çıktı kadar önemlidir. Süreç katılımcı şekilde yürütüldü.
Üçüncü vurgulamak istediğim konu çalışmanın ekip ruhuyla yapılmış olması. Bütün arkadaşlarımızla birlikte bir ekip çalışması sergiledik. Bütün bu yönleriyle farklı bir program olduğunu düşünüyorum.
Yansımalar itibariyle gerçekçi bir program olarak değerlendirildiğini söyleyebilirim. Dünya Bankası'nın bu programa verdiği destek de önemli. Dünya Bankası 3 yıllık taahhüdünü 35 milyar dolara çıkardı. BAE ile 51 milyar dolarlık finansmanın, 11,5 milyar dolarının hızlanacağını, en geç yıl sonuna kadar bu kaynakların ülkemiz tarafından kullanılabileceğini söyleyebilirim. Teknik detaylar konuşuluyor.
OVP ile ilgili 4 ana başlık var.
Birinci önceliğimiz depremin yaralarını sarmak. Acil müdahaleler bitti ama asıl iş şimdi başlıyor. Afet riski olan alanlarda da riski azaltıcı işleri yapmak.
İkinci başlığımız enflasyon. Enflasyonu kademeli şekilde tek haneli seviyeye düşürecek bir perspektif ortaya koyduk.
Üçüncü başlığımız istihdamı ve büyümeyi olabildiğince korumak. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu perspektifi hiçbir zaman kaybetmemek. Bir miktar büyüme hızımızda düşüş var ama dünya ortalamasının üzerinde bir hedefimiz var. Dünyanın önümüzdeki üç yılda yüzde 3 büyüme beklentisi var. Yılda 900 bin civarında ortalama istihdam yaratma hedefimiz var.
Dördüncü başlığımız sürdürülebilir sosyal refahı oluşturma.
Bu dört amaca üç temel araçla ulaşmayı hedefliyoruz. Para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar.
OVP'nin daha detaylı halini bütçe ile şekillenecek yıllık programda göreceksiniz. İyi bir çalışma yaptığımıza inanıyoruz, bundan sonrası uygulama.
Programa güven duyulduğunu ifade edebilirim.
Son 3 ayda 22 milyarlık rezerv artışı
Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları yapabilmek için tasarruflara ihtiyacımız var. Türkiye'nin bir cari açık meselesi var. Yeni değil. OVP ile onu azaltmayı düşünüyoruz. Bu yıl sonu milli gelire oranla yüzde 4 öngörüyoruz cari açığı. OVP sonunda yüzde 2'lere düşeceğini öngörüyoruz. Dış kaynağa ihtiyacımız olacak. Ama önemli olan bunu sağlıklı, uzun vadeli kaynaklarla finanse etmek. Türkiye bunu geçmişte yaptı. 20 milyar dolara varan doğrudan yatırım çektiğimiz yıllar oldu. Rezervlerimiz de gelişecek. Son 3 ayda 22 milyar dolar rezervlerimiz gelişti. Brüt rezervler 120 milyar doları aştı.
KKM'de bir miktar çözülmeye rağmen oldu bunlar. Bu büyük bir başarı.
Bunu nasıl geliştirebiliriz. Bu tanıtımla olur. Yatırım imkanlarınızı dünyaya tanıtmanız lazım.BAE'ye giderken güzel bir çalışma yaptık. Fırsatları listeledik. Gittiğimiz zaman genel bir laf söylemedik, somut proje önerilerini ortaya koyduk. İyi bir tanıtımla ciddi bir yatırım çekebileceğimizi düşünüyorum. Türkiye iyi imkanlar sunuyor. Eylül sonuna kadar YOİKK'in eylem planını ortaya koymayı düşünüyoruz. YOİKK'i etkili bir şekilde bu dönemde çalıştıracağız.
2002 sonrası yaşadık bunu, güven veren bir ortam oluşturduğunuz zaman hem enflasyonu düşürmek hem de büyümeyi sağlamak mümkün. Bunu yaptık biz.
Büyümenin kompozisyonu da çok önemli. Büyüme tüketim ağırlıklı olursa enflasyonist büyüme olur. Arz ağırlıklı bir büyüme enflasyonla çelişmez, hatta enflasyonu düşürücü katkısı da olabilir.
Tüketimin daha dengeli seyrettiği, yatırımın-ihracatın arttığı bir perspektiften bahsediyoruz. İthalata dayanan tüketim hem enflasyonu artırıyor, hem de cari açığı bozuyor.
Kıdem tazminatını işçi kesimi temsilcileriyle istişare ederek çözmek istiyoruz. Kıdem tazminatında maalesef çok ciddi problemler de var. Bir dönem fon oluşturup bununla problemi çözme yaklaşımı vardı.
"Vergide mevcut yapıyı tartışmalıyız"
Vergi gelirlerindeki artış her zaman vergilerdeki artışla olmak zorunda değil.
Burada dört konu var. Birincisi biz bu yıl tedbirler aldık. İkincisi kayıtdışıyla çok daha etkin mücadele kararlılığımız var. Tahakkuk-tahsisat oranlarını artırıcı tedbirler öngörüyoruz. Dördüncüsü de enflasyon. Enflasyon kamunun giderlerini de artırıyor. Bütün bunlara bakarsak vergi artışını izah etmiş oluyoruz.
Türkiye'de herkes vergi reformu yapılmalı diyor. Sadeleştirmekten bahsediyor insanlar. Doğrudan vergi-dolaylı vergi konusunda mevcut yapıyı tartışmalıyız. Dolaylı vergilerin payı bizde yüksek. Oransal olarak doğrudan vergilerin payının artması gerektiğine inanıyorum sosyal adalet açısından. Gelir düzeyi arttıkça daha fazla vergi ödenmesi anlamına geliyor aslında. Dolaylı vergide bu ayrımı yapamıyorsunuz. Orada sosyal adaleti dar gelirlilerin daha çok kullandığı ürünlerdeki vergileri düşük tutarak sağlıyoruz.
Vergi gelirleri oran arttıkça artacak diye bir şey yok. Burada en kritik konu kayıtdışılıkla mücadele. Kayıtdışı bir şey kalmaması gerekiyor. Bunu yapınca doğrudan vergiler de artmış oluyor.
Bu yıl deprem için ayırdığımız kaynak 762 milyar TL. 2024'te bu 1 trilyon liranın üzerine çıkıyor. OVP döneminde 3 trilyon üzerindeki kaynağı deprem için harcayacağız. Bu gerçekten büyük bir yük. 2025'ten beri bu yükte rahatlama olacak. Bu harcamalar tek seferlik harcamalar, yapısal bir yük getirmiyor.
"Kurda istikrarlı seyir öngörüyoruz"
OVP'nin ne bir kur tahmini, ne de kur hedefi vardır. Kurla ilgili herhangi bir rakam açıklamış değiliz. Ortalama veriliyor orada, yıl sonunu lineer hesaplayanlar var. Bu doğru değil.
Seçimlerden sonra kurda uzun süre değişim yaşanmamıştı, ciddi bir düzeltme oldu. Bundan sonra öyle bir hareket beklememek lazım. Enflasyonun seyri, kaynak girişi ve güven ortamı oada etkili olur. OVP'de enflasyonun üzerinde bir kur seyri öngörmüyoruz. Kaynak girişi farklı olursa kuru farklı yerde görebilirsiniz. Bunları fazla abartmamak lazım.
Bunu TCMB'nin beklenti anketleriyle izlemekte fayda var. Kurda düzeltme oldu, normal koşullar altında böyle bir hareket beklememek lazım. Mevcut verilerle önümüzdeki dönemde daha istikrarlı bir seyir öngörüyoruz.
Memura gelecek sene oransal artış olacağı için daha iyi bir artış olacak. Bu memur emeklisine de yansıyacak. İşçi emeklileri ve asgari ücrette de dengeleyici oranları çalışıyoruz.
Asgari emekli aylığına yüzde 114 artış yaptık. Buna rağmen burada yine bir çalışma yürütüyoruz. Yıl sonuna kadar tamamlamayı planlıyoruz. Emeklimizin, çalışanımızın yanında olmaya devam edeceğiz.
Tasarruf demek kaynak kullanmamak değil, kaynakları verimli şekilde kullanarak tasarruf sağlayabilirsiniz.
2024 bütçesinde tek tek harcama kalemleri incelenecek. Toplumdan tasarruf bekliyorsak, kamu kurumlarını bunun dışında tutamayız.
KKM özü itibariyle geçici bir mekanizma, görevini ifa etti. Belli bir büyüklüğe geldiği için burada ani bir duraklama yapamayız. Aşamalı şekilde KKM'den çıkış olacaktır. KKM çözüldüğünde yabancı paraya gitmemeli ki kur istikrarı bozulmasın. KKM'yi TL mevduata yönlendirme olacak ama bu bir anda olmayacak.
Önümüzdeki günlerde alternatif finans araçları duyabiliriz. Bunu finans kurullarımız çalışıyor. Bunu sadece bankacılık olarak düşünmeyin. Bankacılıkta parası olana para veren bir sistemimiz var. Bunu da tartışmamız gerekiyor. Girişim sermayesi, proje sermayesi geliştirilmeli.
Sermaye piyasalarının, farklı enstrümanların da geliştirilmesi gerekiyor. Katılım bankacılığının da gelişmesi gerekiyor. Bütün bunları geliştirmeliyiz.
Reel sektöre kredide kamu bankaları üzerine düşeni yapıyor. Özel bankalarda maalesef daha çok tüketime kaynak sağlayan bir yapı var. Düzenlemeler özel bankaları daha çok ticari kredilere yöneltecektir diye düşünüyorum.
Her dönemi kendi koşullarına göre değerlendirmek gerekir. Tüm dünyada olağanüstü tedbirlerin alındığı bir dönem yaşadık. Dünya da dezenflasyonist, farklı bir döneme girdi.
OVP yeni çıpa. Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar olmuyor. Belirsizlik ekonominin en büyük düşmanı. Mayıs ayında 5 yıllık bir pencere açıldı. Yeni dönemde daha farklı bakmamız lazım. Zor bir dönemdeyiz ama zor dönemler fırsatları getiren dönemlerdir. Zor zamanda iyi yöneten liderleri olan ülkeler öne çıkabilirler.
2026'da 1,3 trilyon dolarlık milli gelire ulaşacağız. Dünya Bankası'nın sınıflandırmasına göre 2026'da yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacağız. OVP'nin en önemli çıktılarından biri bu olacak.
Gönder